Tarihçe
Pamphylia Bölgesi’nin önde gelen kentlerinden biri olan Aspendos, Antalya İli sınırları içerisinde, şehir merkezinin 48 km kuzeydoğusunda kalan Serik İlçesi’ne bağlı Belkıs Mahallesi’nde, Köprü Çay’ın (Eurymedon) kenarındaki yüksek bir tepe üzerinde kurulmuş, zamanla tepenin çevresine doğru genişlemiştir.
Aspendos’un bazı kaynaklara göre MÖ 13.-12. yy’da Akhalı Mopsos önderliğinde, Strabon’a göre ise Argoslular tarafından kurulduğu aktarılmaktadır. Ancak son dönem kazıları bu tarihin daha erken dönemlere çekilebileceğini göstermektedir. Klasik Dönem sikkelerinde Estvediys/Estvediya olarak geçen kentin adı, Hellenistik Dönem’in başlarına kadar (MÖ 330/300) bu isimle anılmıştır. Söz konusu isim, Adana Karatepe’de’ki MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısına ait çift dilli yazıtlardan bilinen ve yerel bir kral olan Asitawandas/Asitawada ile bağdaştırılmıştır. Kentin MÖ 7. ve 6. yy’ın ilk yarısında, Lydia Dönemi’ne ait bilgileri oldukça kısıtlıdır. Perslerin Lydia egemenliğine MÖ 547/546 yıllarında son vermesinden sonra kent Pers hâkimiyetine girse de Klasik Dönem’de kendi gümüş sikkelerini darp etmeye devam etmiştir. MÖ 468 yılında Atinalı devlet adamı ve kumandan Kimon’un, Eurymedon Nehri ağzında demirlemiş olan Pers donanmasını yok etmesine rağmen, Persler bölgedeki egemenliklerini sürdürmüş; ancak Aspendos bir süre için Attika-Delos Deniz Birliği’ne dâhil olmuştur. Atina’da bulunan MÖ 425 yılına ait vergi ödeyen kentlerin listelendiği yazıtta Aspendos kentinin ismi de yer almaktadır. MÖ 333’de Makedonya Kralı’nın egemenliğine geçen Aspendos, Büyük İskender’in MÖ 323’de ölümünün ardından komutanları arasındaki savaşlara tanıklık etmiştir. Sırasıyla; Ptolemaios ve Seleukoslar arasında el değiştiren bölge içinde yer alan kent, Roma Dönemi’nde bağımsız bir şehir devleti olmaya devam etmiştir.
MÖ 79 yılında Romalı General Gaius Verres diğer Pamphylia kentleriyle birlikte Aspendos’u da yağmalamıştır. Aspendos’un bir parçası olduğu Pamphylia, MÖ 43 yılına kadar Cilicia Eyaleti’ne bağlı olsa da zaman zaman Asia Eyaleti idari sınırlarına katılmıştır. Augustus (Octavianus) bölgenin yönetimini MÖ 31 yılı itibarıyla Galatia Eyaleti’ne bırakmıştır. MS 74 yılına gelindiğinde ise imparator Vespasianus Aspendos’un da içinde kaldığı Lycia et Pamphylia ortak eyaletini kurmuştur.
Roma İmparatorluğu hâkimiyeti altında en parlak dönemlerini yaşayan Aspendos, özellikle MS 2. yüzyıldaki imar faaliyetleri sonucu, bölgenin en ihtişamlı kentleri arasında yerini almıştır. Bu dönemde Aspendos’un yağ, tahıl, tekstil, şarap, at yetiştiriciliği ve özellikle yakınındaki bir tuz gölünden elde ettiği tuzla önemli bir ticaret merkezi olduğu bilinmektedir. MS 5. yy içerisinde, Hristiyanlık Dönemi’ndeki ekonomik canlılığını devam ettiren Aspendos’un, Başpiskopos Triboniamus zamanında Primoupolis adını aldığı bilinmektedir. Selçuklu Dönemi’nde de önemli bir yer tutmuş olan kentin tiyatrosunun fonksiyonu, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad için bir saraya dönüştürülmüştür.
ARAŞTIRMA TARİHÇESİ
19. yy’dan beri pek çok araştırmacının ilgisini çeken Aspendos’ta; Beaufort, Fellows, Schönborn, Texier, Rott, Hirschfeld ve Seiff gibi birçok gezgin dolaşmış ve kentin tasvirini yapmıştır. Fakat yöredeki en önemli araştırma 1884 yılında Lanckoroński başkanlığında bir heyet tarafından gerçekleştirilmiştir.
1913 yılında İtalyan arkeologları şehirde kazı yapmak istemiş ancak gerekli izni alamamışlardır. Bundan sonraki çalışmalar daha çok görünürde olan eserleri inceleme üzerine olmuştur.
1929 yılında H. Hörmann tarafından Nymphaion, 1955 yılında J. B Ward-Perkins tarafından su kemerleri, 1958 yılında H. Cüppers tarafından Bazilikadaki tahıl depoları ve 1968 yılında H. Lauter tarafından Hellenistik Dönem agorası incelenmiştir.
Son yirmi yılda yapılan çalışmalarda ise yine su kemeri ve Eurymedon Nehri üzerindeki Roma-Selçuklu köprüsü üzerinde durulmuş ve genel olarak bazı onarım ve plan çalışmaları yapılmıştır. 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Veli Köse başkanlığında bir ekip ile başta kentin çevresinde yüzey araştırmasına geçilmiş, tiyatro ve diğer kamusal yapıların güncel yöntemlerle planları ve modellemeleri çıkartılmaya başlanmıştır.
2013 yılı itibarıyla Antalya Müzesi denetiminde başlanan kazı çalışmaları, 2014 yılında Veli Köse başkanlığında sürdürülen Bakanlar Kurulu Kararlı bir kazı projesine dönüştürülmüş ve proje kapsamında bilimsel kazı çalışmaları 2021 yılına kadar devam etmiştir.
Kazı çalışmalarına, 2022 yılından itibaren Afyon Kocatepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Dr. Mustafa Bilgin başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Kararnameli kazı statüsünde tekrar başlanmıştır. Kazı çalışmalarıyla birlikte aynı yıl içinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden alınan izinle, Aspendos territoyumunun (Egemenlik Sahası) sınırlarını anlamak için Mustafa Bilgin başkanlığındaki bir ekiple yüzey araştırması projesi de hayata geçirilmiştir.